Yazar "Zeytin, Zafer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hukuk ve yapay zekâ: e-kişi, mali sorumluluk ve bir hukuk uygulaması(Türk-Alman Üniversitesi, 2019) Zeytin, ZaferYapay zekâ günümüzde şehircilikten üretim otomasyonuna, tıptan güvenliğe pek çok alanda uygulanmaktadır. Hukuk alanında yapay zekâ araştırmaları, Dünya’da 30 yılı aşkın bir süredir yapılmaktadır. Buna rağmen bu alandaki uygulama ile ilgili birçok soru halen açıktır. Çalışmada, yapay zekâ ile hukuk etkileşimi iki düzlemde incelenmiştir. İlk olarak yapay zekâlı sistemlerin bir hukuk öznesi olup olamayacağı, olurlarsa bunun sonuçları ve etkileri tartışılmıştır. İkinci olaraksa hukukun bir disiplin olarak yapay zekâ sistemleri tarafından nasıl desteklenebileceği tartışılmış ve yasal mal rejimi konusunda bir uygulama ile böyle bir sistemin nasıl tasarlanabileceği örneklendirilmiştirÖğe İfa yardımcısının -sağlık çalışanlarının- fiillerinden sorumluluk(2016) Zeytin, ZaferKamu görevlisi sağlık çalışanlarının adli ve idari yargıda görülen tazminat davalarında pasif dava ehliyetleri hangi hukuki sebebe dayanılırsa dayanılsın kabul edilmemelidir. Sağlık hizmeti sunan kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile sağlık hizmeti sunan ve sözleşme ilişkisi tarafı olan gerçek kişiler, sağlık çalışanlarının fiillerinden, bunların ifa yardımcısı olmaları nedeniyle sorumludurlar. Sözleşme ilişkisinin kabul edildiği hallerde, ifa yardımcısı sağlık çalışanının pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Her gerçek veya tüzel kişi, ister kamu hukuku ister özel hukuk tüzel kişisi olsun borçlunun rızası ile bir borç ilişkisinden kaynaklanan borcun ifasında görev alıyorsa, ifa yardımcısıdır. Ancak kamu hukuku kuralllarından dolayı bir borcun ifasında veya hakkın kullanılmasında başvurulmak zorunda olunan kamu kurum ve kuruluşları ifa yardımcısı değildir. Kamu hukuku kuralları dışında bir borcun ifası için başvurulan kamu kurum ve kuruluşlar ise ifa yardımcısı olabilir. İfa yardımcısının fiilerinden sorumluluk, bir sebep sorumluluğu, bir kusursuz sorumluluk halidir. Borçlu, ifa yardımcısının borcun ifası ile ilgili veya ifa esnasında borca ve hukuka aykırı olarak alacaklıya verdiği her zarardan, ifa yardımcısının kusuru olup olmadığına bakılmaksızın, kendisine yüklenecek bir kusur olmasa da sorumlu olmalıdır. Ancak zarar veren fiil, borç ilişkisi ile uzak veya yakın bir işlevsel bağ içinde değilse ve ifanın sağladığı bir kolaylıktan yararlanmıyorsa, borçlu sorumlu olmamalıdırÖğe Kişisel mal niteliğindeki - kapalı - anonim şirket payı ile bedelsiz - gratis - payın yasal mal rejiminde mal gruplarına özgülenmesi(2021) Zeytin, ZaferThe matrimonial regime of participating in community property has become a peculiar legal regime with the applications of the Court of Cassation and harbors many disputes. One of these problems is the clas-sification of charge-free shares in a joint-stock company of a spouse into community or personal property that have been acquired prior to the adoption of the new TCC, or during the matrimonial regime and the admensuration of bonus-shares arising from capital increase that is ac-quired during the marriage. This study examines the statue of non-public joint-stock companies and spouses that are sole shareholder or active in higher management. The original acquisition occurs with the declaration of the share-holder spouse’s will to establish a company and the registration of it, while the acquisition in a capital increase occurs with the registration of this resolution. Also, the derivative acquisition of uncertificated securi-ties occurs upon the completion of cession of rights while the derivative acquisition of certificated shares depends on the type of certification. In cases where the transfer of the shares requires the approval of the com-pany, the cession of rights incorporated in the certificated shares occurs with the approval regarding the provisions on the assumption of debt. The acquired shares shall be classified according to the matrimonial regime by the time of acquisition. When capital increases via internal sources, bonus-shares ac-quired hereby shall be classified as community property, if profit-based and purpose-free reserves and funds are used as internal sources. If con-tingency reserves established with the articles of association that are not purpose-free and are required for the continuity and financial existence of the company are used as internal sources, aforementioned bonus-shares shall be classified as personal property. To overcome the difficul-ties of classification process, the calculation of the increased industrial value should be preferred to determine the community property.Öğe Milletlerarası mal satım sözleşmelerinde sözleşmenin esaslı ihlali(2014) Zeytin, ZaferSözleşmenin esaslı ihlâline bağlanan sonuçların önemi, bu kurumun uygulamadaki yerini ve önemini arttırmaktadır. Özellikle, sözleşmeden dönme hakkının son çare olarak başvurulacak bir imkân olması dikkate alındığında, esaslı sözleşme ihlâlini, hak sahibi tarafın sözleşmeden beklediği menfaatin artık gerçekleşmesinin mümkün olmadığı veya ağır şekilde ihlâli nedeniyle sözleşmenin ayakta tutulmasının ondan beklenemeyeceği hallere hasretmek gerekecektir. Bu da, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirmeyi gerektirmektedir. Sözleşmenin esaslı ihlâlini, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklanan asli karşılıklı edim yükümlülüklerinin kesin olarak yerine getirilmediği haller dışında kalan sözleşme ihlâllerinde, yeknesak bir uygulamayı sağlayacak şekilde tespit etmek, beraberinde zorluklar getirmektedir. Sözleşmede kararlaştırılan bir yan yükümlülüğün ihlâli, örneğin marka hakkının korunmasının ihlâli, esaslı sözleşme ihlâli olabilirken; sözleşmede kararlaştırılan mala aykırı bir mal teslim edilmesi, ayıbın makul sürede ve alıcı için aşırı külfet getirmeden giderilmesinin mümkün olduğu halde, sözleşmenin esaslı ihlâli olarak nitelendirilmeyebilmektedir.Öğe Tıbbi Müdahelelerde hekimin aydınlatma yükümlülüğü ve aydınlatılmış onam formları(2013) Zeytin, Zafer; Yeğin, Arif; Cebaci, Fatma; Öztürk Türkmen, Hafize; Korkmaz, Adil[No abstract available]Öğe Vekâlet ve eser sözleşmeleri estetik lı tıbbi müdahaleleri konu edinen sözleşme ilişkilerinin nitelendirilmesi(2014) Zeytin, ZaferTedavi sözleşmesi kapsamında bir sonuç taahhüt edilmez; hastanın iyileşmesi yüklenilen bir borç değildir. Tedavi sözleşmesi ağırlıklı olarak eser sözleşmesi unsurları içerse de, bu ilişki bir vekâlet sözleşmesi olarak nitelendirilmelidir. Estetik operasyonlarda hekimin sorumluluğunun arttırılması, risk menfaat ilişkisi dengesi gözetildiğinde ve diğer tıbbi müdahalelerle kıyaslandığında haklı ve savunulabilir olsa da bu, ilişkinin eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ile gerçekleştirilmemelidir.Öğe ZINSEN ALS MASSSTAB FÜR DEN MINDESTVERZUGSSCHADEN DES GLA¨UBIGERS EINER NICHTENTGELTFORDERUNG – EIN DENKANSTOSS NACH DEUTSCHEM RECHT(Türk-Alman Üniversitesi, 2020) Zeytin, ZaferWhether from a contract or a legal provision, when a pecuniary obligation has not been fulfilled, the moratory and contractual interest that is determined by the contract or by legal provisions will arise. On the contrary, where the non-performed obligation is a debt other than money the creditor only has a claim against the debtor on the basis of "damages" in which case the creditor carries the burden of proof. If the creditor party has paid in cash or made a prepayment, yet the debtor did not fulfill his performance on time; even in the cases that the creditor is subjected to financial loss due to default of the debtor, there is no such claim for a minimum loss. In this scenario, the law does not set forth a claim in the manner of the aforementioned moratory interest. Hereby, our study aims to criticize this issue. From our standpoint, it is a necessary to create equalization between the deprived financial advantage of the creditor party and the unjust financial advantage of the debtor, when the creditor has a claim for a debt other than money and he has made prepayment or paid in cash to the debtor who did not fulfill his part on time. In order to resolve this imbalance, in synallagmatic contracts where the creditor has a claim for a debt other than money and fulfilled his pecuniary debt in cash or made a prepayment and the debtor did not fulfill his obligation on time; a type of compensation based on moratory interest shall be formed in favor of the creditor. This compensation should be calculated as if the minimum loss is an amount that is in the ratio of moratory interest or the burden to prove the loss shall be lifted from the creditor sum of this amount. This amendment is essential to preserve fundamental principles such as equality, justice and consumer protection and will benefit the current legal policy.Öğe Zinsen als massstab für den mindestverzugsschaden des gla¨ubigers einer nichtentgeltforderung – ein denkanstoss nach deutschem recht(Türk-Alman Üniversitesi, 2020) Zeytin, ZaferEdimin konusunun bir miktar paranın ödenmesi olduğu borç ilişkilerinde borç vadesinde ifa edilmezse, sözleşmesel veya kanuni temerrüt faizinin ödenmesi söz konusu olmaktadır. Buna karşın edim konusunun para borcundan başka bir borç olduğu hallerde borçlunun temerrüde düşmesinde, alacaklı uğradığı zararı, ancak bunu ispat etmek kaydı ile tazminat olarak talep edebilmektedir. Alacaklının peşin veya kısmi ön ödeme yaptığı ve borçlunun temerrüdü nedeniyle karşı edime sahip olmadığı hallerde, para borcu dışında edim alacaklısı tarafın nihayetinde finansal kayba uğradığı hallerde dahi, alacaklı için bir asgari tazminat öngörülmemiştir. Temerrüt faizi gibi asgari zararının tazmine yönelik bir alacak hakkı tanınmamıştır. İşte bu durum bu çalışmada eleştirilmektedir. Bu halde kanımızca para dışı edim alacaklısının kaybettiği finansal avantaj ile temerrüde düşen borçlunun kendisine yapılan kısmi ön ödeme veya peşin ödeme nedeniyle haksız olarak sahip olduğu finansal avantajın denkleştirilmesi gereklidir. Borçlunun temerrüdüne bağlanan bu farklı hukuki sonuçların neden olduğu eşitsizliğin giderilmesi için sinallagmatik sözleşme ilişkilerinde konusu para olmayan edim alacaklısının kısmen veya tamamen peşin ödeme yaptığı hallerde temerrüt faizi esas alınarak hesaplanacak bir kalemin asgari zarar kabul edilip tazmin edilmesi veya alacaklının tazminat talebinde hesaplanacak bu miktara kadar alacaklının ispat yükünden kurtarılması, tüketicinin korunması hukuk politikasının, sözleşmelerdeki eşitlik ve genel adalet duygusunun bir gereğidir.