Hava taşıma işlerinin bireysel iş hukuku bağlamında değerlendirilmesi
Künye
Korkmaz, İrem (2023). Hava taşıma işlerinin bireysel iş hukuku bağlamında değerlendirilmesi. Türk-Alman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.Özet
Türkiye’de sivil havacılık faaliyetleri 1933 yılından itibaren gelişim göstermeye başlamış
ve Dünya’daki gelişmelere paralel olarak sivil havacılık ilerleme göstermiştir. Sivil havacılık
faaliyetleri, hava taşıma işlerinin uluslararası ilişkisi ve uçuş emniyetinin öncelik olarak
belirlenmesinden dolayı uluslararası sözleşmelerle hüküm altına alınmıştır. Ülkemiz,
uluslararası gelişmelere öncülük etmekle birlikte bu sözleşmeleri kabul etmiş ve bu hususta iç
hukuk düzenlemeleri yapılmaya çalışılmış ve çalışılmaktadır. Hava çalışanlarının iş
hukukundan kaynaklı hak ve borçları ise her ülkenin iç hukukuna bırakılmış ve bu hususta
hava çalışanlarına özel herhangi bir sözleşme imzalanmamıştır. Hava çalışanlarının, çalışma
saatlerine ilişkin düzenlemeler uçuş emniyetini yakından ilgilendirdiği için uluslararası
sözleşmelerle düzenlenmiş ve ülkelerin iç hukukunda ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Türk hukukunda, hava çalışanları ikiye ayrılmış ve hava taşıma işçileri İş Kanunu
kapsamında sayılmazken, yer işçileri İş Kanunu kapsamında sayılmıştır. Hava taşıma
işçilerinin İş Kanunu kapsamında sayılmaması sebebiyle bu kişiler Türk Borçlar Kanunu’nun
“Hizmet Sözleşmesi” başlığı altındaki hükümlere tabii olmaktadır. Hava taşıma işçilerinin İş
Kanunu kapsamında tutulmamasının temel sebebi farklı çalışma şekilleri olup bu kişiler
hakkında Türk hukukunda ayrıca düzenlenmiş bir Hava İş Kanunu bulunmamaktadır.
Uygulamada, bu kişilerin İş Kanunu kapsamı dışında tutulmasının sonucu olarak,
toplu iş sözleşmeleri imzalanmış ve sendikal faaliyetler yürütülmüştür. İmzalanan bu toplu iş
sözleşmeleriyle bir grup işçi İş Kanunu kapsamına alınmış ve iş hukukunun getirdiği
haklardan yararlanabilmektedir. Ancak bu durum, bir grup işçiyi kapsadığından sektördeki
tüm çalışanların sorunlarını çözmek için yeterli değildir. Hava taşıma işçilerinin, İş Kanunu
kapsamı dışında tutulmasının sonucunda, hava çalışanları bakımından bağlı oldukları
kanunlara göre farklı sonuçlar oluşmuştur ve bu kişilerin sözleşmesinin sona ermesi
sonucunda elde edecekleri tazminat miktarları vb. farklılık göstermektedir.
İşbu sebeplerle, çalışmamızda hava çalışanlarının bireysel iş hukuku anlamında
değerlendirilmesi yapılmış, hava çalışanlarına özgü olarak çalışma süreleri ve eğitim giderleri
ayrıntılı olarak incelenmiş, hava taşıma işçileri ve yer işçilerinin tabii olduğu kanunlar kapsamındaki hakları değerlendirilmiş ve bazı işçilerin toplu iş sözleşmeleriyle iş kanunu
kapsamına alınmasının yarattığı farklılıklar gündeme getirilmiştir. Hukukumuzda bir Hava İş
Kanunun olmamasının yarattığı olumsuz sonuçlara değinilmiştir Civil aviation in Turkey began in1933 and has since developed in parallel with the rest
of the world. Generally, civil aviation activities are governed by international conventions due
to the international relationship of air transport and the priority of flight safety. Turkey has
been an active part of international developments in the sector, has accepted the international
conventions and makes the necessary domestic legal arrangements in order to comply with
provisions of said conventions. However, the rights and obligations of the flight crew as stated
in labor law have been left up to the domestic law of each country and there have been no
special provisions made for them in this regard either internationally or domestically.
In Turkish domestic law, workers in the aviation sector are divided into two, and flight
crew are not counted under the Labor Law, while ground crew are. Since flight crew are not
considered within the scope of the Labor Law, these persons are subject to the provisions of
the Turkish Code of Obligations under the heading "Service Contract". The main reason why
flight crew are not covered by the Labor Law is their non-standard working hours, and there
is no domestic Air Labor Law dictating their rights and obligations as a standard.
In practice, as a result of the exclusion of flight crew from the scope of the Labor Law,
collective bargaining agreements were signed, and union activities carried out. With these
signed collective labor agreements, a group of workers has been included in the scope of the
Labor Law and can benefit from the rights outlined in the labor law. However, this situation
is not enough to solve the problems of all employees in the sector as it covers only union
members. As a result of the exclusion of flight crew from the scope of the Labor Law,
inequalities have arisen, for example there is great variation in the amount of compensation
flight crew employees receive as a result of the termination of their contract, among other
things.
For these reasons, in our study, flight crew were evaluated in terms of individual labor
law. The working hours and training expenses specific to flight crew were examined in detail,
the rights of flight crew and ground crew within the scope of the laws to which they were
subject were evaluated, and the inequalities created by the inclusion of some workers in the scope of labor law through collective bargaining agreements have been assessed. The negative
consequences of the absence of an Air Labor Law in our law have been outlined.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [26]