Dergi Park
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Manyetik Alan Etkisi Altinda Polimerik İzolatör Performans Testi(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2019) Atalar, Fatih; Türkay, Doğan; Yıldırımçakar, Arif; Yılmaz, Aysel Ersoy; Uğur, MukdenÇevresel ve elektriksel zorlayıcı etkiler enerji iletim dağıtım hattında yaygın olarak kullanılan silikon izolatörlerin yaşlanmasına sebep olurlar ve dielektrik performanslarını azaltırlar. Mekanik olarak taşıma kolaylığı, esnekliği ve hafifliği ile öne çıkan silikon izolatörler aynı zamanda yüksek elektrik direncine de sahiptir. Bu yalıtkanların yapısındaki herhangi bir bozulma, elektrik kesintilerine neden olarak ciddi finansal kayıplara yol açabilir. Enerji iletim-dağıtım hattı boyunca izolatörlerde, tellerden geçen akımın ürettiği manyetik alanın etkisi vardır. Bu alan, yalıtkan üzerindeki çalışma performansını değiştirecek bir etkiye neden olabilir. Bu çalışmada, silikon izolatörlerin çalışma performansını etkileyen AC manyetik alan, eğik düzlem testinde IEC 60587 ve ASTM 2303 standartlarına göre incelenmiştir. Ek olarak, üretilen bir elektrik alan ve kapasitif etki test edilmiştir. Numunelerin test süreleri, yalıtkan yüzeyinde üst elektrottan toprak elektroduna akan kaçak akım ve yüzey koşulları incelenmiş ve sonuçlar karşılaştırılmıştır.Öğe Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasalarının Kabul Ettiği Hükümet Sistemleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme(Marmara Üniversitesi, 2021) Demirkıran, Eyüp Kaan1982 Anayasası ilk metninde parlamenter hükümet sistemini kabul etmiştir. Bununla beraber Cumhurbaşkanın yetkileri doktrinde tartışma konusu yapılmıştır. 2017 anayasa değişiklikleri ile beraber parlamenter hükümet sistemi terk edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kabul edilmiştir. Anayasanın birçok hükmü değişmiştir. Bu çalışmada öncelikle 2017 anayasa değişiklikleri sonrasında 1982 Anayasası’nda yasama ve yürütme ilişkileri incelenmiştir. Daha sonra ise 1995 senesinde kabul edilen Azerbaycan Anayasası’nda yasama ve yürütme organları incelenmiştir. Azerbaycan Anayasası’nda yasama ve yürütme ilişkileri incelenerek hükümet sistemi ortaya konmuştur. Sonuç olarak iki ülkenin kabul ettiği hükümet sistemleri karşılaştırılarak gözlemlere yer verilmiştir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası incelenmiştir. Yasama organı, yürütme organı ve yasama ve yürütme organı arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. Hükümet sistemi açıklanmıştır. İkinci bölümde Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası incelenmiştir. Yasama organı ve yürütme organına dair anayasadaki hükümler açıklanmıştır. Yasama organı ve yürütme organı arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Hükümet sistemi böylelikle analiz edilmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise iki anayasanın hükümet sistemlerinin karşılaştırılması yapılmıştır. Hükümet sistemlerindeki benzerlikler ve farklılıklar ortaya konmuştur. Bu benzerlik ve farklılıklara dair gözlemler yapılmıştır.Öğe The Nesting Tendency of Active Regions on the Sun(Türk Astronomi Derneği, 2023) Karapınar, Nurdan; Işık, Emre; Şenavcı, Hakan VolkanActive regions on the Sun tend to emerge at close times and locations, to a certain degree. Thus, more than one active region emerged close to each other at any time can be seen in the form of nests or complexes. It is known that the nesting degree of sunspot groups is in the range of 30-50%. Quantifying the nesting tendency and determining spatial scales is essential in investigating the processes that cause this phenomenon. In this study, we determine the latitudinal and longitudinal extents of sunspot-group nests, and the degree of nesting, using clustering techniques on Kislovodsk Mountain Astronomical Station (KMAS) Sunspot Group Data and compared with the results in the literature. Our unsupervised learning approach can be applied to larger datasets over longer time scales.Öğe Sistem Teorisinin Dünya Hukuku Düşüncesine Katkısı: Luhmann ve Teubner(Anadolu University, 2025) Çap, Güneş2000’li yıllarla birlikte uluslararası hukukun genişlemesi, örneğin lex mercatoria, lex financiaria, lex digitalis, lex sportiva gibi yeni hukuki rejimlerin ortaya çıkmasına neden olmuş, bu gelişmeler dünya hukukuna başka bir gözle bakmaya imkân sağlamıştır. Son yıllarda hukukun sistem teorisi dünya hukuku düşüncesi ekseninde ulusötesi hukuk tartışmalarına yeni bir soluk getirir. Yüksek soyutlama düzeyi nedeniyle başlangıçta hukukçuların mesafeli yaklaştığı sistem teorisi, küreselleşmenin sonuçlarının hukuk alanında yeni talepler doğurmasıyla birlikte ilgi odağı olmaya başlar. Temellerini sosyolog Niklas Luhmann’ın attığı hukukun sistem teorisi, hukuk teorisyeni Gunther Teubner tarafından yeniden yorumlanır. Devletsiz bir anayasanın mümkün olduğu iddiasıyla hukukun sistem teorisi, dünya hukuku tartışmalarına dünya toplumunun işlevsel olarak farklılaşmış olduğu olgusuna dikkate çekerek dahil olur. Söz konusu bu çalışma, Niklas Luhmann’ın ve Gunther Teubner’in dünya hukuku hakkındaki görüşlerine odaklanmaktadır. Bu kapsamda önce Luhmann’ın klasik pozisyonu, ardından Gunther’in çağdaş yorumu ele alınacaktır.Öğe Tenkis Def’înin Yargılamada İleri Sürülmesi ve Sonuçları (Gizli İnşaî Hüküm Kavramı Üzerine Bazı Tespitler)(Selcuk University, 2020) Köroğlu, AnılMirasbırakanın mirasçıların saklı payını ihlâl eden kazandırmaları mevcutsa, mirasçılar bu kazandırmaların kanunî sınırlara çekilmesini (tenkisini) isteyebilir. Tenkis isteme hakkı, dava aracılığıyla (TMK m. 560) veya bazı durumlarda mirasçıya karşı açılan davada mirasçının ileri süreceği def’î yoluyla (TMK m. 571/3) kullanılabilir. Çalışmada, tenkis def’înin yargılama sırasında ileri sürülmesi ve bunun sonuçları medenî usûl hukuku bakımından incelenmiştir. Bu kapsamda özellikle ölüme bağlı tasarrufun ifası için açılan davada mirasçı tarafından ileri sürülen tenkis def’înin mahkeme tarafından haklı bulunması durumunda kurulan hükmün niteliği üzerinde durulmuştur. İstisnaî bir durum olarak eda davasında (eda hükmünün gerekçesinde) inşaî etkinin ortaya çıkabileceği tespit edilmiş ve bu kapsamda gizli inşaî hüküm kavramı çeşitli yönleriyle ele alınmıştır.Öğe READING PARTY PROHIBITIONS IN TURKEY THROUGH PARTY CLOSURE CASES(Nişantaşı Üniversitesi, 2019) Altınbaş, SelcenPolitical parties, which are the main institutions of the political field, gather around a specific purpose and often assume the role of representation of individuals with whom they meet the same purpose. With this mission, the political parties, which are accepted as indispensable elements of democratic processes, gained their first law in 1965 in Turkish political life. Following the constitutional status, the 1980 coup, which was an important break for the parties that also had legal status, initiated the process that would bring the parties to face with a new law. In 1983, with the legal regulation, the limits for the political parties that were restructured were also drawn by this law. Most of the Turkish political parties faced closure cases due to the violation of these legal limits, and the majority of these cases ended with the closure of the party concerned. In this study, that is based on the question of how the prohibitions against parties are reflected to Turkish political parties, the political party bans are evaluated on the grounds of party closure cases following the adoption of the first Political Parties Law after the examination of the bans on the parties.Öğe Türkiye Turizminin Gelişiminde Avrupa Birliği’nin Rolü ve Önemi: Güncel Bir Bakış(Çukurova Üniversitesi, 2018) Genç, RuhetBu çalışmada, güncel bulgular doğrultusunda Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinin turizmin gelişmesinde nasıl bir rol oynayacağı üzerinde durulacaktır. Çalışmada öncelikle Avrupa Birliği ile oluşturulan ortak pazara Türkiye’nin dâhil olması halinde önemli kazanımların elde edilebileceği tartışılacaktır. Ardından, son yıllarda oldukça hız kazanan Türk Lirasının Euro karşısındaki devalüasyonunun sanayi ve tarım bazında üretilen malların ihracatını kolaylaştıracağı gibi daha çok Avrupalı turistin ülkeye gelmesi için bir araç olarak kullanılabileceği konusuna değinilecektir. Son olarak Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkinin Dünya standartlarına uygun bir kalitenin daimi bir inovatif anlayışla ortaya konması ile ilgili tartışmaya yer verilecektirÖğe SOSYAL MEDYA PAZARLAMASINDA YAPAY ZEKA VE GENÇLER ÜZERINDEKİ ETKİLERİ - INSTAGRAM ÖRNEĞİ(Deniz YENGİN, 2025) Sarıkaya, BüşraGünümüzde çevrimiçi pazarlama, hemen hemen her işletme için vazgeçilmez bir hale gelmiştir. Dijitalleşmenin hızla ilerlediği bu dönemde, şirketler çevrimiçi varlıklarını güçlendirmek ve dijital dünyada kendilerini etkili bir şekilde konumlandırmak zorundadırlar. Özellikle genç tüketiciler, sosyal medya platformlarını aktif bir şekilde kullanarak alışveriş yapma eğilimindedirler. Bu nedenle, markaların bu platformlardaki görünürlüklerini artırmaları ve etkili bir pazarlama stratejisi geliştirmeleri kritik öneme sahiptir. Giderek daha mobil hale gelen tüketiciler, bir şirketle etkileşime geçtiklerinde kişiselleştirilmiş deneyimler ve tüm temas noktalarında kesintisiz erişim talep etmektedir. Bu zorluklara yanıt olarak, pazarlamada yapay zeka (YZ) kullanımının yanı sıra Influencerlarla yapılan pazarlama işbirlikleri son yıllarda büyük ilgi görmüştür. Yapay zeka, kişiselleştirilmiş müşteri deneyimlerinin tasarımı ve oluşturulması açısından önemli bir rol üstlenirken, Influencerlar özellikle genç tüketiciler üzerinde ciddi bir etki yaratmaktadır. Sosyal medya platformları aracılığıyla yürütülen kampanyalar, gençlerin tüketim alışkanlıklarını şekillendirmede oldukça etkili olmaktadır. Gençler, Influencerların önerilerine ve deneyimlerine daha fazla güvenmekte, bu da onların satın alma kararlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle Instagram’da yapılan Influencer pazarlama stratejileri, markaların genç kitlelerle etkileşim kurmasına olanak tanımaktadır. Bu çalışma bir yandan yapay zekanın sosyal medya alanında çevrimiçi pazarlama çabalarını artırmak için işletmeler tarafından nasıl kullanıldığını araştırmayı, diğer yandan ise Influencerların gençlerin tüketim alışkanlıkları üzerindeki etkilerini derinlemesine irdelemeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Influencer pazarlamanın etkisi, günümüzün dijital çağında giderek artan bir önem kazanmaktadır ve genç tüketicilerin marka sadakati üzerinde kalıcı bir iz bırakmaktadır.Öğe The Bilingualism Experiences Of Scholars Sent Abroad For Education (1416 Scholars) (1923-1950)(Bekir İNCE, 2024) Kaya, MehtapThe Tradition of Sending Students Abroad on Scholarships for Higher Education began during the reign of Sultan Selim III. As one of the most significant educational initiatives of Ottoman modernization, this tradition continued uninterrupted after the establishment of the Republic. In 1929, the “Law No. 1416 on Students to Be Sent to Foreign Countries” was enacted, and this practice, inherited from the Ottoman Empire, has strengthened the country’s social infrastructure by providing it with highly qualified and intellectual human capital. Since its inception in 1929, the law aimed to ensure that students sent abroad on scholarships gain academic expertise in their respective fields while developing a universal perspective through exposure to different cultures. Over the years, this objective achieved such tangible success that the scholars became known by the label “1416’lılar” (1416 Scholars), symbolizing the spark that returned to the country as a flame of intellectual contribution. This goal also facilitated the scholars in becoming bilingual or multilingual individuals, with bilingualism proving to be a key factor in the program’s overall success. Most scholars, who went abroad for higher education without prior knowledge of a foreign language, faced the already challenging process of higher education in the language of the host country, ultimately achieving significant success. Many renowned figures in their respective fields, from Cahit Arf to Sabahattin Eyüboğlu, Afet İnan to Remziye Hisar, began their bilingual journeys during these educational experiences and effectively used their bilingualism in their professional achievements. The ability to use two languages equally well played a crucial role in not only blending the culture of the host country with the education they received but also in promoting their own culture abroad. In this study, we aim to explore the bilingual experiences of 25 scholars who went abroad for education—often without knowledge of the host country's language—and later made significant contributions both in Turkey and internationally by becoming experts in their fields. We will concretize these experiences through the accomplishments of prominent figures.Öğe The relationship between the development of the concept of time in children and the conceptualization of time in Hellenistic philosophy(Ahmet ŞİMŞEK, 2025) Durna, Feride; Codina, Judit Sabido; Şimşek, AhmetThe aim of this study is to examine the relationship between the age-related development of the concept of time in children and the temporal representations of the figures Aion, Kairos, and Kronos, the gods of time in ancient Greek mythology. The concept of time does not emerge spontaneously in individuals. It appears and takes shape depending on the culture in every society. Although the child's learning process about time begins within the family and continues systematically at school, it is shaped by its function in the daily life of society. In this study, the representation of time through Aion, Kairos, and Kronos is first explained. Then, the developmental characteristics of the general and historical concept of time in children are identified based on the literature. Following this, an attempt is made to establish a connection between the developmental status of the historical concept of time that emerges with age in children and the characteristics of the Greek mythological gods of time. In conclusion, it is observed that the Hellenistic understanding of time involves three distinct representations of time and their interactions, emphasizing subjective time perception, and offering a broader awareness that transcends temporal boundaries. This study, which addresses the various structures of the concept of time and their effects on individual and collective memory, suggests that the diversity of Hellenistic concepts of time challenges the modern linear understanding of time. In this context, a perspective on how time is experienced in different cultures emerges through a comparative examination of ancient and modern understandings of time. It is expected that this will provide a foundation for new studies on the consciousness of time. It can be proposed that the perception of time in Hellenistic philosophy may enrich time management approaches across various disciplines by introducing a new dimension to modern thought structures.Öğe SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK (SMMM) FİRMALARININ POTANSİYEL BİR MÜŞTERİ KABULÜNDE ANALİTİK HİYERARŞİ PROSESİ (AHP) YÖNTEMİNİN KULLANIMI(Kocaeli Üniversitesi, 2019) Demirhan, Ayşe; Oktay, Sadiye; Atasoy, TolgaÇok kriterli karar problemlerinin çözümünde kullanılan yöntemlerden biri olan Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) yöntemi, nitel ve nicel kriterleri göz önünde bulundurarak en uygun seçimi yapmayı hedefler. Bu alanlardan biri de muhasebe meslek uygulamalarıdır. Söz konusu uygulamalardan biri olan serbest muhasebeci mali müşavirlikte (SMMM), karşılaşılan en önemli kararlardan biri hizmet verilecek müşteri firmanın seçimidir. Bu çalışmada, AHP yöntemi kullanılarak serbest muhasebeci mali müşavirlerin müşteri seçim kriterlerinin belirlenmesi hedeflenmektedir. Bu hedefe uygun olarak, 16 adet muhasebe firmasındaki üst düzey yöneticilerle yapılan yüz yüze mülakat sonucunda elde edilen değişkenlere göre, kriterlerin ağırlıkları AHP yöntemiyle tespit edilmiş ve değerlendirmeye alınmıştır. Elde edilen verilerin AHP yöntemi ile yapılan analizi sonucunda müşteri işletmelerin seçiminde daha çok firmaların finansal özelliklerine ait kriterlerin öncelikli olarak öne çıktığı görülmüştür. Göz önüne alınan kriterler açısından 4 aday işletmeden, en uygun adayın 1. aday olduğu da tespit edilmiştir.Öğe Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi Ve Organik Bağ Kavramı Işığında 5941 Sayılı Çek Kanunu M. 4/2’nin Bir İncelemesi(Yeditepe Üniversitesi, 2025) Karıksız, Muhammet CanAnonim ve limited şirketler tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleridir. Dolayısıyla bu tür şirketlerin malvarlığı değerleri bizzat şirket tüzel kişiliğine aittir. Tüzel kişiliğe sahip olmanın diğer bir sonucu olarak da aktif ve pasif dava ehliyeti bizzat şirketin kendisine aittir. Ayrıca sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca ortakların şirkete karşı sorumluluğu yalnızca taahhüt ettikleri sermaye miktarından ibarettir. Sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca ortakların şirket borçlarından dolayı sorumlu tutulmalarına imkân tanınmamaktadır. Belirtmek gerekir ki sınırlı sorumluluk ilkesinin kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacaktır. Hakkın kötüye kullanılması yasağı sayesinde şirket tüzel kişilik perdesi kaldırılarak ortaklar veya diğer grup şirketler şirketin borçlarından sorumlu tutulabilmektedir. Her ne kadar mevzuatımızda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi doğrudan tanımlanmamış ve izah edilmemiş olsa da bazı yasal düzenlemelerle tüzel kişilik perdesinin kaldırılması etkisi yaratılması sağlanmıştır. 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 4. maddesinin (m.) 2. fıkrası tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sonucunu doğuran yasal düzenlemelerden bir tanesidir. Çek Kanunu m. 4/2 hükmü, tüzel kişi tacirin veya onun faaliyetleri ile ilişkilendirilen gerçek kişi ortaklarının çek hesaplarının, tüzel kişi tacire ait olacağını belirtmektedir. Çalışmamızda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi ve organik bağ kavramlarının izahları yapıldıktan sonra Yargıtay kararları ve öğretideki görüşler uyarınca ilgili düzenlemenin tahlili yapılacaktır. Gerek kanun koyucunun bu düzenlemeyi yasallaştırırken hedeflediği amaç gerekse de maddenin lafzı yorumlanarak hukuki çıkarımlarda bulunulacaktır.Öğe Naturelemente und ihre Metaphorik in der Poesie von Ingeborg Bachmann(Istanbul University, 2024) Aslan, Özge; Tekin, HabibIngeborg Bachmann, eine österreichische Autorin und Dichterin des 20. Jahrhunderts, hat durch ihre tiefgehende und introspektive Auseinandersetzung mit dem menschlichen Zustand in der Nachkriegszeit einen nachhaltigen Einfluss auf die Literatur ausgeübt. Ihre Werke, die von intellektueller Tiefe und einem nuancierten Verständnis für komplexe zwischenmenschliche Beziehungen geprägt sind, haben sie zu einer bedeutenden Figur in der zeitgenössisch deutschsprachigen Literatur gemacht. Ein faszinierender Aspekt von Bachmanns Dichtung ist ihre Verwendung von Naturmetaphern, insbesondere die symbolische Darstellung von Feuer, Wasser, Luft und Erde. Diese natürlichen Elemente dienen als komplexe Metaphern, die tiefe emotionale Zustände, den menschlichen Zustand und die Verbindung des Einzelnen mit der natürlichen Welt kunstvoll einfangen. Bachmann schafft durch jene metaphysischen Verknüpfungen eine poetische Welt, in der Leser:innen wertvolle Einblicke gewinnen und nach Bedeutung sowie Identität durch die Interpretation der Natur suchen können. Die Symbole von Feuer, Wasser, Luft und Erde vermitteln intensiv emotionale Erfahrungen und existenzielle Fragestellungen. Oft rufen sie Erinnerungen an Kriegszeiten und die komplexe Beziehung der Menschheit zur Umwelt hervor. Diese Studie bietet daher ein tiefes Verständnis für Bachmanns Dichtung und ihre fortwährende Suche nach Verbindung zur Welt. Sie beleuchtet die innere Welt von Bachmanns literarischer Identität, die auch heute noch zeitgenössische Leser:innen durch die Kunst der Sprache, geprägt von Kriegserinnerungen, fasziniert und in ihren Bann zieht. Bachmanns Werk wird somit zu einem wichtigen Fenster, das einen Einblick in die menschliche Existenz und deren Verwebung mit der Natur gewährt.Öğe The Future of the Hospitality Management: The Emergence of Network(Trakya Üniversitesi, 2018) Genç, Ruhet[Abstract Not Available]Öğe Relative or Absolute Gain: A Theoretical Analysis of US-Germany Relations under the Trump Presidency(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2025) Bayraklı, EnesIn this study, the US-Germany relations during the Trump era (2017-2021) are examined through the lens of neorealism and neoliberalism theories. Discourse analysis has been chosen as the primary method for this research. The main reason for selecting this method is the significant role leaders' statements, interviews, and official declarations played in bilateral relations, especially during the Trump era. Therefore, it is assumed that discourse analysis is necessary to understand political relations shaped around leaders. The core research question investigated through the leaders' discourses is whether the relations during the Trump era were determined by relative gains suggested by offensive neorealism, or by mutual absolute gains as argued by neoliberals.Öğe TÜRK CEZA HUKUKUNDA ŞİKE VE TEŞVİK PRİMİ SUÇLARI(Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği, 2023) Egemen, Emir EfeGünümüzde, spor müsabakaları ve spor dünyası, çok önemli boyutta bir ekonomik güç ve etkiye sahiptir. Bu gerçeğin ardında bulunan temel unsurlar, spor kulüplerinin sponsorluk, müsabaka bileti, lisanslı ürün, transfer ve yayın gelirlerinden kaynaklı devasa ekonomisi ve spor müsabakaları üzerinden yürütülen bahis oyunlarının kapsamının teknoloji aracılığıyla genişleyip dünya çapında yayılarak bu oyunlardan doğan ekonomik kazancın oldukça artmasıdır. Ayrıca spor kulüplerinin birçoğu, şirket olarak faaliyet göstermekte ve bu kulüplerin sportif başarı veya başarısızlıkları onların borsadaki hisse değerlerini doğrudan etkilemektedir. Bu mevcut durum dolayısıyla, şike suçu ve teşvik primi suçunun ekonomi ceza hukuku alanında değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir. Şike ve teşvik primi eylemlerinin Türk ceza hukuku bağlamında suç olarak nitelendirilmesi ve ceza yaptırımına bağlanması, 2011 yılında yürürlüğe giren 6222 sayılı Kanun ile gerçekleşmiştir. Belirtilen Kanun öncesindeki dönemde, bu eylemler yalnızca idari anlamda ve disiplin boyutunda değerlendirilmekteydi. Bu çalışmada, şike ve teşvik primi suçları hakkında, öncelikle kavramsal çerçeveye ve konuya dair yasal gelişmelere yer verilmiş, ardından bu suçların Türk ceza hukuku boyutunda genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır.Öğe Understanding Ever-Changing Dynamics in Turkish-EU Relations during the AK Party Era (2002-2018)(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2019) Özdemir, Çağatay; Bayraklı, EnesSince the 1960s, Turkey-European Union relations and Turkey's accession process has followed a bumpy road. Brussel’s impositions and Ankara's reluctance to implement EU’s fundamental reforms have been the main determinant of Turkey's relations with the EU. However, this situation changed drastically with the AK Party coming to power in 2002 as the necessary reforms to fulfill the Copenhagen criteria were carried out at an unprecedented pace. Nevertheless, even after 17 years, despite the positive developments that occurred during the AK Party rule, Turkey is still not a member of the EU. This article argues that this situation is the result of the changing dynamics at both the local and international level. In this context, the study examines the accession process during the AK Party by separating in three different phases: 2002-2005 period when the relations improved, 2005-2013 period when the relations became stagnant, and finally 2013-2017 period when the relations were broken. This article contends that the changes in political dynamics in Turkey and Europe followed by the changes in the international balance of power have a direct impact in the fluctuations that occurred during these three phases. As a result, it is important that we analyze these factors in order to understand the Turkey-EU relations.Öğe Processes affecting variability in solar-type stars(Türk Astronomi Derneği, 2023) Işık, EmreThe photometric and spectroscopic variations observed in solar-type stars in timescales from a day to a decade are caused by time-varying projected areas of photospheric magnetic flux concentrations. Magnetic activity is the most obvious challenge to the discovery of terrestrial exoplanets. In our studies, we investigate the possible activity patterns underlying brightness and spectral variations in G stars of different ages and the physical effects that lead to them. In this paper, we will introduce our FEAT (Flux Emergence And Transport; Işık et al. 2018) model, which calculates how the active regions are distributed and how the surface distribution changes with rotational velocity in G stars. We then show examples of the application of the FEAT model to Doppler imaging, broadband photometric variability, and astrometric jitter.Öğe Toplumu Yeniden Düşünmek: Hayvanların Sosyolojideki Konumu(Recep KÜLCÜ, 2021) Özyer, Eylül Tuğçe AlnıaçıkSosyoloji, kuruluşu, sınırları, çalışma araçları, kavramsallaştırmaları ile insanmerkezci bir disiplindir. Bu sebeple insandışı varlıkların disiplin içindeki pozisyonları ikincil, kullanıma yönelik, nesneleştirici yaklaşımların dolayımıyla tesis edilmiştir. Fakat son dönemlerde önemli teorik ve ampirik veriler eşliğinde bu yaklaşımın tereddüt ve eleştiriler ile daha sık karşılaştığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda bu çalışmanın konusu, hayvanların sosyoloji içinde uzun bir dönem boyunca göz ardı edilmelerine sebebiyet veren etmenleri belirlemek, nesneleştirilmiş varlıklarından beslenen kısıtlayıcı tasavvura getirilen teorik alternatiflere değinmek ve bu gelişmeler doğrultusunda sosyoloji alanında hayvanların öne çıkmaya başladığı literatüre yer vermektir. Bu minvalde bu çalışmanın kapsamını belirleyen duraklardan ilki insanın dışa kapalı, bütünüyle özerk bir varlık oluşuna dair düşüncelerimizi yeniden sorgulamamız gerektiğini bize gösteren düşünsel güzergâhtır. Zira modern bilimsel disiplinlerin yerleştiği dönemin koşulları gereği, doğa-kültür ikiliği sosyoloji alanına da doğrudan aktarılmış, insanın diğer varlıklar ile ilişkisi uzun bir dönem boyunca belirli ve mühim önkabuller etrafında şekillenmiştir Çalışmanın ikinci durağı ise sosyoloji alanında nispeten geç olsa da, hayvanlara yönelik ilginin artışıdır. Modern hayatın olağan akışında, her yere, oldukça çeşitli biçimlerde nüfuz eden hayvanlara yönelik çalışmalar, sosyolojinin bazı alt alanlarıyla temas eder hale gelmeye başlamıştır. Özellikle hayvanlarla ilişkimizin niceliksel olarak her alana yayılmış olsa da niteliksel anlamda çoğunlukla tahakküm ve sömürü üzerinden sürdürülmesi meselenin ayrımcılık bağlamında ele alınmasını zorunlu kılmıştır. Tüm bunlarla beraber çalışmanın amaç ve kaygısı, toplumun heterojen bir varlık olarak yeniden gözden geçirilmesinin gerek etik, gerek analitik sonuçları hasebiyle önemli kazanımlar yaratma ihtimalidir.Öğe Robert Alexy'nin Doğruluk Argümanının Değerlendirmesi(Selcuk University, 2020) Arıkan, EnginRobert Alexy, doğal hukuk kuramının güncel temsilcilerinden biri olarak hukuk ile ahlak arasındaki bağlantılara işaret etmekte ve bunu temel olarak hukukun ahlaki doğruluk iddiası üzerinden temellendirmektedir. Alexy’e göre doğruluk argümanı, iki başka argüman ile desteklenir. Bunlardan ilki adaletsizlik argümanı, ikincisi ise ilkeler argümanıdır. Adaletsizlik argümanına göre, aşırı adaletsiz yasalar, hukuk sistemindeki katılımcıların perspektifinden bakıldığında hukuki karakteri haiz değildir. İlkeler argümanına göre ise asgari gelişmişliğe sahip her hukuk sistemi çeşitli ilkeleri kapsar ve bu ilkeler doğru ahlakı temsil ettikleri iddiasındadırlar. Alexy’e göre işte bu unsurlar hukukun ikili doğasını gösterir. Hukuk, bir yandan olgusal bir gerçekliği ifade eder ki bu boyut hukuki pozitivistler tarafından ön plana çıkartılmıştır. Öte yandan hukuk ideal ahlaka işaret eden bir doğruluk iddiasını da taşır ki bu boyut da pozitivist olmayan kuramcılar tarafından vurgulanmış ve pozitivistler tarafından gözden kaçırılmıştır. Alexy’nin ve diğer hukuk felsefecilerin kuramlarının git gide daha sofistike hale gelmesi ile birlikte hukuki pozitivizm-doğal hukuk tartışmasındaki saflar bulanıklaşmıştır.