Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorGebhard, Elena Rahel
dc.date.accessioned2024-03-15T18:55:27Z
dc.date.available2024-03-15T18:55:27Z
dc.date.issued2022en_US
dc.date.submitted2022-12-01
dc.identifier.citationGebhard, Elena Rahel (2022). Das aushandeln von arbeitskultur im binationalen organisationskontext am beispiel der türkisch-deutschen universität in İstanbul. Türk-Alman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12846/846
dc.description.abstractKültürel çeşitlilik ve kültürlerarasılık kurumlarda günlük iş yaşamının en temel konularıdır. Çünkü kültürlerarası etkileşim, dahil olan aktörlerin farklılaşan beklentileri, kuralları, alışkanlıkları ve değerleri nedeniyle genellikle çatışmaya sebebiyet verir. Farklı sosyalizasyondan kaynaklanan farklı geçmişler, kültürlerarası işbirliğini somut olarak etkileyen farklı düşünme, iletişim ve çalışma tarzlarına yol açar. Bu farklılıklar sebebiyle kültürlerarası iş gruplarının iş süreçlerini etkili, yapıcı, verimli ve hedef odaklı hale getirmeleri özellikle menfaatlerinedir. Bu nedenle bu çalışma, Türk-Alman Üniversitesi bağlamında temel varsayımları inceleyerek çalışma kültürü müzakeresi alanındaki teorik araştırmayı genişletmektedir. Bu çalışmanın amacı kültürlerarası işbirliğindeki sorunları, yanlış anlamaları veya çatışmaları analiz etmek değil, kültürlerarası işbirliğini teşvik eden ve destekleyen faktörleri bulmaktır. Örnek olay incelemesi, Türk ve Alman olmak üzere iki farklı eğitim sistemini ve bağlamını bünyesinde barındıran iki uluslu bir üniversite olarak Türk-Alman Üniversitesi'nin sistem farklılıklarını nasıl ele aldığını göstermektedir. Uluslararası bir üniversite kurmak ve işletmek için, süreçler ve prosedürler duruma uygun tasarlanmalı ve sonuçlar ortaklaşa geliştirilmeli, kararlaştırılmalı ve uygulanmalıdır ki alınan önlemler ve planlanan süreçler işbirliğini geliştirip kolaylaştırabilsin. Türk-Alman Üniversitesi bağlamından nitel veriler toplayan bu çalışma, müzakereleri kolaylaştıran temel faktörleri ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Brannen ve Salk’ın kültürel müzakere modeli (2000), müzakereler için çıkış noktası olarak problemli alanları kurumsal olaylara bağlamak için kullanılmaktadır. Bu şekilde çalışma, yapıcı kültürlerarası yönetim tartışmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada gerçekleştirilen görüşmeler ve belge analizleri, Türk-Alman Üniversitesi'nde kültürlerarası temelde yeni, karşılıklı olarak kabul edilebilir çalışma yöntemleri ve çözümlerinin müzakere edildiğini göstermektedir. Kültürlerarasılık Türk Alman Üniversitesinde kaynak olarak kullanılmaktadır. Öğrenciler Alman ve Türk öğretim görevlileri tarafından öğrenim görmektedir, bu sayede iki dili ve iki farklı eğitim metodolojisini tanımakta, farklı bakış açılarını tecrübe etmektedirler. Bunlar öğrencilerin daha sonraki meslek hayatlarında çeşitli avantajlar sağlamaktadır. Ayrıca, bu iki kültürlü işbirliğin icerisindeki birçok farklı faktörün de fayda sağladığı gözlemlenmiştir. Örneğin, her iki tarafta da Boundary Spanner’lerin olması, kültürlerarası yetkinliğin güçlü olması, aktörlerin yüksek motivasyonu ve ilgisi projeyi desteklemekte ve geliştirmektedir. Bununla birlikte, çalışmanın sonuçları sadece kültürlerarası işbirliğinde kültürel farklılıkların rolünü ve bunun dikkate alınması gerektiğini değil, aynı zamanda sistemsel farklılıkları da ortaya koymaktadır. İki uluslu bağlamda müzakere gerektiren tam olarak da bu sistem farklılıklarıdır. Sonuçta ülkelerdeki sistemler özenle kurulmuş ve belli bir geçmişe sahiptirler. Bu nedenle Türk-Alman Üniversitesi’nin amacı bu sistemleri birlestirmek ve yükseköğretim sistemlerinin arasında köprüler inşa etmektir. Bu sayede çift diploma programlarının uygulunabilmesini mümkün hale getirmektedir. Kültürel farklılık modelleri, yalnızca bireylerin olaylara karşı kültürel tepkilerini açıklamaya hizmet ettikleri için yararlıdır. Ancak çalışma, işbirliği bağlamının da müzakere edilmiş bir çalışma kültürünün oluşumunda çok önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Sadece aktörlerin kültür temelli anlamlandırmaları değil, aynı zamanda bağlam da müzakerede belirleyici bir rol oynar, çünkü bağlam bir çerçeve görevi görür ve büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle çalışma, müzakere çerçevesinin kuruma ve aktörlerine özgü olması nedeniyle bir kurum kültürünün oluşumunun öngörülemez olduğu sonucuna varmaktadır. Ancak bunun yanında kültürel müzakerelerin gidişatını anlamak ve böylelikle sonuçlarını yönetebilmek ve destekleyebilmek için daha hazırlıklı olmak mümkündür.en_US
dc.description.abstractKulturelle Vielfalt und Interkulturalität in Organisationen sind zentrale Themen des professionellen Alltags, denn interkulturelle Interaktionen gestalten sich aufgrund divergierender Erwartungshaltungen, Regeln, Gewohnheiten und Werte der Akteure oft konfliktreich. Die vielfältigen Hintergründe, die sich aus der unterschiedlichen Sozialisation ergeben, bewirken unterschiedliche Denk-, Kommunikations- und Arbeitsstile, die eine deutliche Auswirkung auf die interkulturelle Zusammenarbeit haben. Aufgrund dieser Unterschiede sind interkulturelle Arbeitsgruppen daran interessiert, Arbeitsprozesse effektiv, konstruktiv, effizient und zielorientiert zu gestalten. Die vorliegende Studie erweitert daher die theoretische Forschung im Bereich des Aushandelns von Arbeitskultur, indem grundlegende Annahmen im Kontext der Türkisch-Deutschen Universität in Istanbul überprüft werden. Ziel dieser Studie ist es nicht, die Probleme, Missverständnisse oder Konflikte in der interkulturellen Zusammenarbeit zu analysieren, sondern Faktoren zu finden, die die interkulturelle Zusammenarbeit fördern und begünstigen. Die Fallstudie zeigt, wie die Türkisch-Deutsche Universität als bi-nationale Universität, die zwei unterschiedliche Bildungssysteme und Kontexte - das Deutsche und das Türkische - verkörpert, mit den Systemunterschieden auf unterschiedliche Weise umgeht. Um eine grenzüberschreitende Universität aufzubauen und zu betreiben, müssen Prozesse und Verfahren umgestaltet und Ergebnisse gemeinsam entwickelt, vereinbart und angewendet werden, damit Maßnahmen und Prozesse die Zusammenarbeit verbessern und erleichtern. Durch die Erhebung qualitativer Daten aus dem Kontext der türkisch-deutschen Universität sollen in dieser Studie Schlüsselfaktoren aufgedeckt werden, die die Aushandlungen erleichtern. Das Modell der kulturellen Aushandlung von Brannen und Salk (2000) wird verwendet, um organisatorische Ereignisse mit Problembereichen als Ausgangspunkt für Aushandlungen zu verbinden. Hierdurch will die Arbeit einen Beitrag zur Diskussion des konstruktiven interkulturellen Managements leisten. Die in dieser Arbeit durchgeführten Interviews und Dokumentenanalysen belegen, dass an der Türkisch-Deutschen Universität neue, für beide Seiten akzeptable Arbeitsweisen und Lösungen interkulturell ausgehandelt wurden. Interkulturalität wird an der TDU als Ressource eingesetzt und genutzt, Studenten werden von deutschen und türkischen Dozenten unterrichtet, lernen zwei Sprachen und Didaktiken kennen und erfahren verschiedene Sichtweisen auf Dinge, was ihnen im späteren Berufsleben einen Vorteil bringen kann. Auch konnte herausgefunden werden, dass in dieser bi-kulturellen Zusammenarbeit mehrere Faktoren die Beziehung förderlich gestalten: die Vielzahl an Boundary Spannern auf beiden Seiten, eine stark ausgeprägte interkulturelle Kompetenz und die Motivation und das Interesse der Akteure das Projekt zu fördern, auszubauen und zu unterstützen. Die Ergebnisse der Studie zeigen aber auch, dass nicht nur kulturelle Unterschiede in der interkulturellen Zusammenarbeit zu betrachten sind und eine Rolle spielen, sondern auch die systembedingten Unterschiede. Gerade diese Systemunterschiede bedürfen im bi nationalen Kontext Aushandlung, schließlich sind die Systeme in den Ländern wohl durchdacht etabliert worden und haben eine Geschichte – in beiden Ländern. An der Türkisch-Deutschen Universität gilt und galt es folglich, diese Systeme an einer gemeinsamen Universität kompatibel zu gestalten und Brücken zwischen den Hochschulsystemen zu bauen, um gemeinsame Projekte wie Doppelstudiengänge überhaupt erst möglich zu machen. Modelle kultureller Unterschiede sind jedoch nur insofern nützlich, als dass sie als Anhaltspunkte dienen, die die kulturellen Reaktionen des Einzelnen auf Ereignisse beeinflussen. Die Studie zeigt jedoch, dass auch der Kontext der Zusammenarbeit eine entscheidende Rolle bei der Bildung einer ausgehandelten Arbeitskultur spielt. Es sind sowohl die kulturell bedingten Sinngebungen der Akteure als auch der gegebene Kontext, die als Rahmen und Einfluss für die Aushandlung dienen. Die Studie kommt daher zu dem Schluss, dass die Bildung einer Organisationskultur nicht vorhersehbar ist, da der Aushandlungsrahmen für die Organisation und ihre Akteure einzigartig ist. Dennoch ist es möglich, den Verlauf kultureller Aushandlungen zu verstehen und so besser darauf vorbereitet zu sein, ihre Ergebnisse zu steuern und zu stärken.en_US
dc.language.isodeuen_US
dc.publisherTürk-Alman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectYapıcı kültürlerarası yönetimen_US
dc.subjectKültüren_US
dc.subjectMüzakereen_US
dc.subjectKurumen_US
dc.subjectAlmanyaen_US
dc.subjectTürkiyeen_US
dc.subjectTürk-Alman Üniversitesien_US
dc.subjectSistem farklılıklarıen_US
dc.subjectTamamlayıcılıken_US
dc.subjectÇalışma kültürüen_US
dc.titleDas aushandeln von arbeitskultur im binationalen organisationskontext am beispiel der türkisch-deutschen universität in İstanbulen_US
dc.title.alternativeİstanbul'daki Türk-Alman Üniversitesi örneği üzerinden iki uluslu kurum bağlamında çalışma kültürünün müzakere edilmesen_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.contributor.departmentTAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kültürlerarası Yönetim Ana Bilim Dalı Koleksiyonuen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster