Temel ilkerle ve insan hakları Avrupa mahkemesi kararları ışığında hakim ve savcıların ifade özgürlüğü
Künye
Özçelik, Nurdan (2023). Temel ilkerle ve insan hakları Avrupa mahkemesi kararları ışığında hakim ve savcıların ifade özgürlüğü. Türk-Alman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.Özet
Hâkimler ve savcılar icra ettikleri meslekleri gereği ifade özgürlüklerini
kullanırken olağan vatandaşlara kıyasla birtakım farklı kısıtlamalara tabidirler. Bu
farklılığın arka planında, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinin korunmasının
yanı sıra bu ilkelerle bağlantılı olarak kamuoyunun yargıya duyduğu güvenin korunması
kaygısı yer almaktadır. Bu kaygılar ile birlikte ele alındığında hâkim ve savcıların ifade
özgürlüklerinin korunmasının kapsam ve sınırlarının tespiti bu çalışmanın temel
sorunsalını oluşturmaktadır. Bu bağlamda üzerinde yoğunlaşılan esas mesele; bir yandan
hâkim ve savcıların ifade özgürlüğünü diğer yandan ise yargının bağımsızlığını ve
tarafsızlığını korumanın optimal şekilde sağlanmasıdır. Bu iki korumanın optimal şekilde
sağlanmasına yönelik bir dengeleme değerlendirmesinin hangi temel ilkeler ve ölçütler
ışığında yapılması gerektiğinin tespiti ise çalışmamızın kapsamını oluşturmaktadır. Bu
kapsam doğrultusunda çalışmanın ilk bölümünde hâkim ve savcıların ifade özgürlüğüne
ilişkin uluslararası belgelerde yer alan temel ilke ve yükümlülükler ele alınmış, ikinci
bölümde ise İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin konuya ilişkin oluşturduğu içtihat
incelenmiştir. İHAM’ın hâkim ve savcıların ifade özgürlüğü bakımından şimdiye kadarki
içtihadında yer alan kararların dörtte birini Türkiye aleyhine yapılan başvurular
oluşturmuştur. Dolayısıyla Türkiye’nin İHAM’ın bu konudaki içtihadının
şekillenmesinde önemli bir yere sahip olduğu söylenebilecektir. Ancak İHAM’ın hâkim
ve savcıların ifade özgürlüğü bakımından güncel olarak şekillenmeye devam eden
içtihadı Türkiye’ye karşı verdiği kararlar ile sınırlı değildir. Polonya, Macaristan,
Romanya ve Bulgaristan gibi bazı Doğu Avrupa ülkelerinde gerekleştirilen yargı
reformlarına karşı ses çıkaran hâkim ve savcılara uygulanan tedbirler de İHAM önüne
gelen başvurulara sıklıkla konu olmaktadır. Bu kararlar incelendiğinde ise İHAM’ın
özellikle yargı bağımsızlığını zayıflatmaya çalışan yargı reformu girişimleri karşısında
hâkim ve savcıların ifade özgürlüklerini kullanmasına özel bir değer atfettiği
söylenebilecektir. Due to their professions, judges and prosecutors are subject to certain different
restrictions in regard of exercising their freedom of expression, as compared to ordinary
citizens. This difference stems from the concern to protect the principles of independence
and impartiality of the judiciary, and the public's confidence in the judiciary, which is
closely intertwined with these principles. Taken together with these underlying concerns,
the main problem of this work centers around the determination of the scope and
limitations of freedom of expression of judges and prosecutors. In this context, the main
issue focused on is to specify the basic principles and criteria, in light of which a balancing
assessment should be made in order to ensure the optimal provision of these two
protections. Consequently, the first chapter of the work delves into the basic principles
and obligations outlined in international documents concerning the freedom of expression
of judges and prosecutors, providing a comprehensive ground for the analysis.
Subsequently, in the second chapter, the case law of the European Court of Human Rights
on this subject is meticulously analyzed, allowing for a detailed examination of legal
precedents and decisions. Notably, an intriguing observation emerges from the analysis,
as approximately one fourth of the judgements in the case-law of the ECtHR on the
freedom of expression of judges and prosecutors have, so far, been based on applications
against Turkey. Therefore, it can be convincingly asserted that Turkey holds a pivotal and
influential position in shaping the case-law of the ECtHR on this matter. However, it is
essential to highlight that the current jurisprudence of the ECtHR on the freedom of
expression of judges and prosecutors extends beyond its judgements against Turkey. In
some Eastern European countries, such as Poland, Hungary, Romania, and Bulgaria,
measures taken against judges and prosecutors who express their dissenting opinions
towards judicial reforms are also frequently the subject of applications brought before the
ECtHR. Thus, it can be inferred that the ECtHR accords a special value to the exercise of
freedom of expression by judges and prosecutors, especially when confronted with
judicial reform initiatives that seek to undermine judicial independence.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [13]