Konzeptionen von interkulturalität in Yadé Karas “Selam Berlin” und “Café Cyprus”
Citation
Eichner, S. L. (2019). Konzeptionen von interkulturalität in Yadé Karas “Selam Berlin” und “Café Cyprus”. Türk-Alman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.Abstract
This thesis is an analysis of the novels “Selam Berlin” and “Café Cyprus” of GermanTurkish writer Yadé Kara. The approach which is applied here is an interdisciplinary one, and combines the methods of literary studies and cultural anthropology. In the first part of the work, the most important and basic theories are discussed, that is to say, the intercultural approach to analyse literary works by Doris Bachmann-Medick, the development of “Interkulturelle Literatur” in Germany and the postcolonial perspective in literary studies. Bachmann-Medick demands an expansion of the classical philological approach with an anthropological one for the analysis of intercultural literature. It is essential to ask questions like for example: How is the “Other” displayed in the novels? Is it still just a reification of the dichotomizing concepts of “We” and “They”, or is it shown in a multi-faceted and differentiated way? Are terms like “nation” or “culture” seen in their dynamic and fluid characteristic or is there an attempt to force them into static and essentialist categorizations? Another important question is how literary canons are defined and which authors and works find recognition in these. Here, the power relations which are at play in a society have to be uncovered and put into question. The postcolonial perspective makes it possible to go beyond traditional concepts of homogeneous cultures and nation states. The orientalist practice, which still reificates the dichotomizing oppositions of “We” and “They” in the western hemisphere, becomes clear through the novels and is a part of the analysis, where light is thrown on. The theories just mentioned, serve to explain a contemporary, dynamic and fluid notion of concepts and terms like “culture”, “identity”, “hybridity”, and “belonging”. These are some of the central motifs of Karas work. They are put into question with the help of the above mentioned theories, and through that it is possible to deconstruct the reification and the a priori existence of these concepts. It could also be shown how the fictional and the real intermingle and how literature, in a way, also creates social facts. Another important point is, how discourse reproduces stereotypes and clichés and how difficult it is for many persons to overcome this view. The protagonists of Kara´s novels show this in a vivid way. Bu tezde, Türk-Alman yazar YadéKara'nın “Selam Berlin” ve “Café Cyprus” romanları edebi çalışmalar ve kültürel antropoloji yöntemlerini birleştirilerek disiplinlerarası bir yaklaşım ile analiz edilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde en önemli temel teoriler ele alınmaktadır. Bunlardan birincisi Doris Bachmann-Medick'in edebi eserlerini analiz etmek için geliştirdiği kültürler arası yaklaşım, ikincisi Almanya'da “Kültürlerarası Edebiyat”ın gelişimi ve son olarak edebi çalışmalardaki postkolonyal bakış açısıdır. Bachmann-Medick kültürlerarası edebiyatın analizi için klasik filolojik yaklaşımın antropolojik bir yaklaşımla genişletilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun için sorular sormanın önemine dikkat çekmektedir. Örneğin: “Öteki” romanlarda nasıl gösterilir? “Biz” ve “Onlar” hala birbirinin zıttı olarak mı tasvir edilir? Yoksa çok yönlü ve farklılaşmış bir şekilde mi gösterilmektedir? “Ulus” veya “kültür” gibi terimler dinamik özlerinde mi yansıtılıyor? Yoksa yazar bu kavramları kalıplaşmış ve değişmez olgular olarak mı kullanıyor? Bir başka önemli soru ise edebiyatta kanonların nasıl tanımlandığı ve hangi yazarların ve eserlerin kanonlarla tanındığıdır. Bu bağlamda aynı zamanda bir toplumda görülen olan güç ilişkileri gösterilmeli ve sorgulanmalıdır. Postkolonyal bakış açısı homojen kültürlerin ve ulus devletlerin geleneksel kavramlarının ötesine geçmeyi mümkün kılmaktadır. Batı yarım küredeki “Biz” ve “Öteki”nin dikotomize karşıtlıklarını halen belirleyen oryantalist pratik romanlarda da kendini göstermektedir. Belirtilmiş olan teoriler, “kültür”, “kimlik” ve “aidiyet” gibi kavramların çağdaş, dinamik ve akıcı bir nosyonunu açıklamaya hizmet etmektedir. Bu kavramlar aynı zamanda Kara’nın eserlerinin temel motiflerinden bazılarına işaret etmektedir. Bu tezde yukarıda belirtilmiş olan iki roman bahse konu teorilerin ışığında sorgulanıp analiz edilmiştir. Aynı zamanda gerçeğin ve kurgunun birbiriyle nasıl birleştiği gösterilerek, bir anlamda edebiyatın nasıl sosyal gerçekler ortaya koyduğu da ifade edilmiştir. Bir başka önemli nokta ise söylemlerin kalıplaşmış önyargıları ve klişeleri nasıl yeniden ürettiği ve birçok insanın bunları aşmalarının ne kadar zor olduğu konusudur. Kara'nın romanlarının kahramanları bunu canlı bir şekilde göstermektedir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [62]