Borçlar hukuku ile veri koruma hukuku açısından blockchain teknolojisi ve akıllı sözleşmeler: hukuk düzenimizde bir paradigma değişimine gerek var mı?
Özet
Blockchain teknolojisi şifrelenmiş halde verileri kayıt altına alan, merkezi bir müessese tarafından tutulmayan ve şifrelenmiş haldeki bütün bilgilerin sisteme dâhil olan herkesle paylaşıldığı bir sicil niteliği taşımaktadır. Bu sicilde yapılan işlemler, bloklar halinde kaydedilmekte, bu bloklar birbirleriyle bağlantılı hale getirilmekte ve her yeni işlemin onaylanabilmesi için önceki işlemlere dair bilgilerin değiştirilmemiş halde aynen muhafaza edilmiş olması şartı aranmaktadır. Bu sebeple blockchain teknolojisi, aracı kurumları ortadan kaldıran, her katılımcıya eşit imkânlar sunan ve manipüle edilmesi neredeyse imkânsız olan bir teknoloji olarak değerlendirilmektedir. Özellikle ‘Bitcoin’ olarak nitelendirilen dijital para birimi, bu teknolojiye dayanmakla birlikte, blockchainin uygulama alanı bununla sınırlı değildir. Bununla birlikte blockchain teknolojisinin yeksenak bir görünümü söz konusu değildir. Bilakis kamuya açık ya da kapalı olarak kurulabilen ağlarda işlemlerin onaylanması da zaman ve onaylayacak kişiler açısından farklılık gösterebilmektedir. Blockchain ağında gerçekleştirilen işlemlere bir çerçeve sunan akıllı sözleşmeler ise, sistem katılımcılarının aralarında sadece kripto para işlemlerinin ötesine geçerek bir çok farklı işlem yapma imkanı tanımaktadır. Özellikle sözleşmelerin ifası aşamasında taraflara büyük kolaylıklar sunabilecek ve zamanda tasarruf sağlayacak bu tür sözleşmelerin de birçok farklı görünüş türleri mevcuttur. Bununla birlikte işlem geçmişinin değiştirilemeyeceği esasına dayanan blockchain teknolojisi ve bu teknolojiyle bağlantılı olarak akıllı sözleşmeler, aynı zamanda veri koruma hukuku ve borçlar hukuku açısından birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Çalışmanın amacı, blok-zinciri teknolojisinin mevcut hukuk düzenimiz açısından, özellikle veri koruma hukuku ve borçlar hukuku açısından değerlendirilmesidir. Blockchain technology is essentially a registry that records data in encrypted form, which is not kept by a central organization, and all information in encrypted form is shared with every participant in the system. the transactions carried out in this register are recorded in blocks, these blocks are linked to each other and each new transaction must be kept unchanged with the information of the previous transactions in order to be approved. For this reason, blockchain technology is considered to be a technology that eliminates intermediary institutions, offers equal opportunities to every participant and is almost impossible to manipulate. In particular, the digital currency, referred to as co Bitcoin, is based on this technology, but blockchain technology is not limited to this. There is no uniform appearance of the blockchain technology. Smart contracts, which provide a framework for transactions on the blockchain network, allow system participants to make many different transactions among them by simply going beyond crypto currency transactions. However, blockchain technology based on the principle that the transaction history cannot be changed and the smart contracts associated with this technology also bring many problems in terms of data protection law and law of obligations. the aim of this study is to evaluate block-chain technology in terms of our current legal order, especially in terms of data protection law and law of obligations.
WoS Q Kategorisi
N/AKaynak
İstanbul hukuk mecmuasıCilt
77Sayı
1Bağlantı
https://doi.org/10.26650/mecmua.2019.77.1.0012https://app.trdizin.gov.tr//makale/TXpNeE5qazRPQT09
https://hdl.handle.net/20.500.12846/375