G. Radbruch: Kültürbilim olarak hukuk bilimi
Künye
Çap, G. (2024). G. Radbruch: Kültürbilim Olarak Hukuk Bilimi. Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 6(1), 258-295.Özet
Dar anlamda hukuk bilimi olan hukuk dogmatiğini saf bir
kültür bilimi olarak nitelendirmek dogmatik hukukçunun bakış
açısından oldukça uzaktır. Çünkü doğa bilimleri ile kültür bilimleri
arasındaki ayrım esasen varlığın ampirik olarak incelmesine atıfta
bulunur. Ancak dogmatik hukukçunun faaliyeti her durumda hukuki
gerçekliğin araştırılmasıyla sınırlı değildir. Dogmatik hukukçu aynı
zamanda pozitif hukuk olarak toplumsal bir varlıkla ve dolayısıyla
toplumsal gerçeklik atfedilebilecek bir normlar bütünüyle de ilgilenir.
Bu mesele, hukukun bir kültürbilim olarak mı yoksa bir normbilim
olarak mı sınıflandırılması gerektiği sorusunu gündeme taşır.
Güneybatı Alman Yeni-Kantçı hukuk felsefesi geleneğinin önemli
bir temsilcisi olan Gustav Radbruch, hukuk bilimini bir kültürbilim
olarak ortaya koyar. Yeni-Kantçı hukuk felsefesinin 20. yüzyıldaki
önemli bir diğer ismi olan Hans Kelsen ise hukuk bilimini bir normbilim
olarak niteler. Hukuk felsefelerinde olan ile olması gerekeni (gerçeklik
ile değeri veya olgu ile normu) birbirinden ayırmak, Radbruch için
olduğu kadar Kelsen için de vazgeçilmezdir. Bu ikilinin ortak bir YeniKantçı mirası paylaşmalarına rağmen hukuku bir bilim olarak
sınıflandırırken ayrı yollara gitmiş olmaları merak uyandırıcıdır.
Söz konusu bu çalışma, Radbruch’un hukuk bilimi anlayışına
odaklanmaktadır. Kelsen’in Radbruch’un hukuk bilimi anlayışına yönelttiği eleştiriler, Radbruch’un Yeni-Kantçılığını sorgular nitelikte
olduğundan önemlidir. Bu doğrultuda Radbruch’un hukuk felsefesini
konumlandırmak için öncelikle Güneybatı Alman Yeni-Kantçılığının
temel kabulleri sunulacak, ardından da Radbruch’un hukuk bilimine
ilişkin görüşleri incelenecektir. Son olarak, Kelsen’in hukuk bilimi
konusunda Radbruch’a yönelttiği eleştirilere yer verilecektir. To characterise legal dogmatics, which is the science of law in
the narrow sense, as a pure science of culture is quite far from the
dogmatic jurist's point of view. This is because the distinction between
natural and cultural sciences essentially refers to the empirical study of
being. However, the activity of the dogmatic jurist is not necessarily
limited to the investigation of legal reality. The dogmatic jurist is also
concerned with a body of norms which, as positive law, can be
attributed at least a social existence and thus a social reality. This
raises the question of whether law should be categorised as a cultural
science or as a normative science.
Gustav Radbruch, a prominent representative of the Southwest
German Neo-Kantian tradition of legal philosophy, presents the legal
science as a cultural science. Hans Kelsen, another prominent figure of
Neo-Kantian legal philosophy in the 20th century, characterises legal
science as a normative science. In their legal philosophies, the
distinction between “is” and “ought” (between reality and value or fact
and norm) is as indispensable for Kelsen as well as for Radbruch. It is
intriguing that these two, despite sharing a common Neo-Kantian
heritage, took different paths in classifying law as a science.
This study focuses on Radbruch's conception of legal science.
Kelsen's criticism of Radbruch's conception of legal science is significant since it questions Radbruch's Neo-Kantianism. Accordingly,
in order to position Radbruch's philosophy of law, first the basic
assumptions of Southwest German Neo-Kantianism will be presented,
and then Radbruch's views on legal science will be examined. Finally,
Kelsen's criticism of Radbruch in the context of legal science will be
addressed.