Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorDırenisa, Efe
dc.contributor.authorÖzekes, Muhammet
dc.date.accessioned2024-04-30T08:11:46Z
dc.date.available2024-04-30T08:11:46Z
dc.date.issued2023en_US
dc.identifier.citationDırenisa, E., Özekes, M. (2023). Deprem ve benzeri felaket durumlarında medeni usulu hukuku sorunları hakkında değerlendirmeler. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 165, 249-304.en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12846/1196
dc.description.abstractKahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremler, maalesef büyük bir yıkım ve can kaybına yol açmıştır. Hukuk yargılaması açısından bakıldığında, bu can ve mal kayıpları ile ilgili pek çok uyuşmazlık öngörülebilir bir gelecekte yargı organlarını meşgul edecektir. Bunun yanı sıra böyle felâket durumunda yargı organları da hukuken ve fiilen birçok engelle karşılaşmakta, hatta görev yapamaz hâle gelebilmektedirler. Bilgiye dayalı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun içeriğine uygun, bilinçli, doğru ve süratli bir yargı uygulaması geliştirilebilirse, yargı bu depremden enkazda kalmadan çıkabilir. Bu kapsamda medenî usûl hukukunun sosyal adaleti de sağlamaya yönelik olduğu gözetilerek medenî usûl hukuku hükümlerinin sosyal devlet ilkesi ışığında yorumlanması ve uygulanması gerekmektedir. Adalet hizmetinin devamlılığının sağlanması için, felâket nedeniyle fiilen işleyemez hâle gelen mahkemeler bakımından, görev ve yetki kuralları kapsamında Hakimler Savcılar Kurulu tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Adlî yardım talepleri, kurumun amacı gözetilerek hassas bir şekilde değerlendirilmelidir. Baroların da adlî yardım hizmetine ağırlık vermesi gerekir. Ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda delil toplanması ve saklanması sorununun önüne geçilebilmesi için avukatların delil toplama yetkisinin geniş yorumlanması ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 293. maddesinde düzenlenen uzman görüşü kurumundan seri ve pratik bir yöntemle yararlanılması gerekmektedir. İspat yükü ile delil ikame yükü arasında ayırım doğru bir şekilde yapılarak, vakıaların ispatı bakımından ortaya konulması gereken bilgi ve belgelerin somut deprem örneğinde olduğu gibi davalıda bulunduğu gözetilmeli ve bunların sunulamaması durumunda davalı aleyhine karar verilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Vakıaların ispatında ispat ölçüsü bakımında felâket durumlarında ortaya çıkan fiilî karinelerden, emare ispatı ve ilk görünüş ispatından faydalanılması zorunludur.en_US
dc.description.abstractThe earthquakes that took place on February 6, 2023 in Kahramanmaraş unfortunately caused great destruction and loss of life. In regard to civil proceedings, this means that these loss of life and property will keep the judicial organs occupied in the foreseeable future in form of many disputes. In addition to this, in the event of such a disaster, the judicial organs are faced with many obstacles, both legally and de facto, and they may even become incapacitated. If a conscious, accurate and speedy judicial practice can be developed in accordance with the Turkish Code of Civil Procedure, the judiciary can come out of this earthquake without being left in the rubble. In this context, considering that the civil procedure law also aims to provide social justice, the provisions of the civil procedure law should be interpreted and applied in the light of the social state principle. In order to ensure the continuity of the justice service, the Council of Judges and Prosecutors should transfer proceedings in the courts that have become ineffective due to the disaster to other courts. In order to prevent the problem of collecting and storing evidence in disputes that may arise, the power of attorneys to collect evidence should be interpreted broadly and the expert opinion institution should be utilized as a quick and practical method of evidence collection as foreseen in Article 293 of the Code of Civil Procedure. By making a correct distinction between the burden of proof and the burden of substituting evidence, it should be considered that the information and documents that need to be revealed in terms of proof of facts are available to the defendant, as in the concrete earthquake example, and it should not be forgotten that a decision should be made against the defendant in case these cannot be presented. In the proof of the facts, it is obligatory to benefit from presumption of fact, circumstantial evidence and prima facie evidence, which arise in disaster situations in terms of the extent of proof.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectCivil procedure lawen_US
dc.subjectEarthquakeen_US
dc.subjectNatural disasteren_US
dc.subjectPrecautionary taking of evidenceen_US
dc.subjectLegal aiden_US
dc.subjectMedenî usûl hukukuen_US
dc.subjectDepremen_US
dc.subjectFelâketen_US
dc.subjectDelil tespitien_US
dc.subjectAdlî yardımen_US
dc.titleDeprem ve benzeri felaket durumlarında medeni usulu hukuku sorunları hakkında değerlendirmeleren_US
dc.title.alternativeThoughts on civil procedural aspects of earthquakes and other natural disastersen_US
dc.typearticleen_US
dc.relation.journalTürkiye Barolar Birliği Dergisien_US
dc.contributor.authorID0000-0002-2220-9468en_US
dc.identifier.issue165en_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.contributor.departmentTAÜ, Hukuk Fakültesi, Özel Hukuk Bölümüen_US
dc.identifier.startpage249en_US
dc.identifier.endpage304en_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster