Saatli bomba senaryosu ve geliştirilmiş sorgu teknikleri: İşkence yasağının mutlak niteliği ışığında bir değerlendirme
Künye
Özenç, B, (2020). Saatli bomba senaryosu ve geliştirilmiş sorgu teknikleri: İşkence yasağının mutlak niteliği ışığında bir değerlendirme. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 8(2), 201 - 215Özet
2. Dünya Savaşı’nın ardından, işkencenin hiçbir gerekçeyle ve koşulda meşru kabul edilemeyeceği ilkesi,uluslararası bir uzlaşı halini almıştır. Savaşın acı deneyimlerinin şekillendirdiği bu uzlaşının uluslararasıhukuka yansıdığı ilk belge, Evrensel İnsan Hakları Bildirisi olmuştur. İşkence yasağının mutlak niteliği,Evrensel Bildiri’nin ardından yürürlüğe giren evrensel ve bölgesel insan hakları belgeleri aracılığıylauluslararası hukuk açısından bağlayıcı hale gelmiştir. Fakat 20. yüzyılın sonundan itibaren, işkence yasağının bu mutlak niteliği, özellikle terörle mücadele adına yürütülen faaliyetler kapsamında tartışmayaaçılmıştır. Bu çalışmada işkence yasağını göreceleştirme çabaları açısından öne çıkan iki kavram değerlendirilecektir. Bunlardan ilki saatli bomba senaryosu, ikincisi ise geliştirilmiş sorgu teknikleridir. The principle that torture cannot be justified on any basis and in any circumstances have resulted in an international compromise after the Second World War. This compromise, shaped by the bitter experiences of war, was first reflected on the international law by the Universal Declaration of Human Rights. The absoluteness of prohibition of torture acquired binding force in international law by universal and regional human rights documents that entered into force after the Universal Declaration. However, this absolute nature of prohibition of torture was opened up for discussion at the end of the 20th century, specifically within the context of operations in the fight against terrorism. In this study, two notions will be analysed; “ticking bomb scenario” and “enhanced interrogation techniques”, which have come forward in the effort to relativize the prohibition of torture.